BODRUM’DA TEKNE YAPIMI, TERSANECİLİK VE ÇEKEK YERİ DENİNCE AKLA İLK GELEN İSİM ÇOLAK EROLDUR
EROL AĞAN (Çolak Erol)…
Bodrum’u deniz kıyısına kuranlar acaba hangi gerekçeler ile hareket etmişlerdir de Bodrum’u deniz kıyısında kurmuşlardır, hep kendime sorar dururm. Çünkü Bodrum’da yaşayıpta denizden istifade edeyim diyen kim varsa önüne gelenden dayak yemiştir. O nedenle de Bodrumlu usul, usul denizden elini ayağını çekmiş ve o koca denizleri Yunanistanın ekonomik alanına bırakmıştır. Bakmayın siz denizciyiz, şuyuz buyuz diye böbürlenenlere işte karşılarında Yunan adaları bir onların denizcilik işletme ve yasalarına bakın bir de bizimkine. Bizim kaymakam, liman Müdürü, turizm il müdürü bir araya gelir ve gözlerini kırpmadan denizcilikle ilgilenen bir firmayı o saatte kapatıverirler. Akıl almaz cezalar yazarlar. Hele Sahil Güvenlik yazdığı cezalar dudak uçuklatır.
ÇOLAK EROL İŞTE BÖYLE BİR ORTAMDA DOĞDU...
Kimsede ne para var işletme kuracak, ne de teknelerin sığınacağı bir çekek yeri. Denizle mücadele edenlerin tek sığınacağı mekan Çolak Erol’un çekek yeri. O kimseden ne para ister ne pul canla başla kırık dökük tekneleri olan denizcilerin imdadına koşar, dertlerine koşar, evde pişen yemeğini para kazanması gereken kişler ile bölüşür, hoş sohbettir. Ben Bodrumlu olup ta yerel ırkçılık yapmayanların başına hep Çolak Erolu koyarım. Bunun tek nedeni onun gerçek bir deniz kültürü içerisinde doğup büyümesidir. Oysa Bodrumlular deniz kıyısında doğar ama denzci kültüründen uzklaşır bozkır Anadolu kültürü ile didişir dururlar. Fosseptiklerinide denize boşaltmakten geri durmazlar. Çolak Erol işte böyle bir deniz kültürü ile dostlarını çoğaltırken inanılmaz darbeleri de ark arkaya yemiştir. Kimi hükümranlar ağır cezalar vermiş, kimi hükümranlar çekek yerini kapatmak için ellerinden geleni yapmış ama o sert kayaları yerle bir eden deniz dalgaları gibi bu engelleri aşarak Bodrum’dan yetişip, şirket kurmanın, modern olmanın, dost olmanın tüm gereklerini yerine getirerek tüm denizcilerin gönlünde taht kurmuştur. O gerçek bir denizci ve gerçek bir denizci dostudur.
ÇOLAK EROL HERKESLE BARIŞIKTIR...
O nunla karşılaştığınız zaman sanki kırk yıllık dostmuşsunuz hissine kapılırsınız. Zamanın büyük dergilerinden birtanesinde hakkında çok güzel bir röpörtaj yaparak dostluğumuzu başlatmış olduk. Daha sonra teknelerimizin imdadına koşarak dostluğumuzu sürdürdük. Bodrum’da her an eksik olmayan musibet bir adamla neredeyse katil olma noktasında araya girerek beni çok büyük bir badireden kurtardı ve deniz yaşamından hiç ama hiç kopmadı. Geçenlerde tersanesine gittim, çocukları baba mesleğine dört elle sarılmışlar ve ellerinden alınmak istenen yerlerini öylesine modern ve yasal kağıtları bitmiş bir tersane-çekek yeri kurmuşlar ki denizden kopartılan bir insan olarak onu takdirle karşıladım. Çolak erol senin tek elle yaptığını ömürleri boyu çift elle yapamayanların yönettiği bir ülkede kimseye nasip olmayacak ama her halde senin heykelini dikmek bana nasip olacak. Sen Bodrumsun ve Bodrum seninle denizci. Çünkü Bodrum’a gelenler hemen bir arazi, arsa peşinde koşarlar. Minicik Bodrum’u deşeleyip dururlar. Hızlarını alamazlar Bodrum’u 11 parçaya bölerek 11 belediye oluştururlar. Daha sonra birisi düdük çalar bu 11 belediyeyi iptal eder büuük şehir diyerek yıllarca uğruna savaş verilen Bodrum örselendiği ile başbaşa kalır. Oysa Bodrum’un kara mülkünden daha çok deniz mülkü var ki tam bir hazine. Kimse bu hazinenin ne ekonomik değerini ne de katma değerini anladı. Dostum Rahmetli Çolak Erol işte bu Çorak ortamda Tershaneciliği, çekek yeri ihtiyacını Bodrumlu’ya vermek için didindi durdu. Ama artan ihtiyaçlara cevap verecek bir arazi yapısı yoktu. Bodrum Tekneciliği İçmelere sıkışıp kaldı. Tam can çekişirken yeni bir umut doğdu Macit Gündoğdu.